Not enough

I'm all words
I'm good with words
I won your heart with my words
Words are never enough
Doing what seems to be right, trying hard, not quite enough
Time or money spent, Care and love surronding you when you needed help
Not enough
Everything i did, not enough to make you keep your word
You sold me out, you're the one who gave up
You left me like old times, you abandoned me for the last time
It's not that love wasn't enough, it was too much
You're not worthed, not deserved even one of my sweetest touch

#902

Go to Shanghai

🪶

Belirli çözümsüzlük

Aşkın ne önemi var?
Saygının, dertlerini paylaşmanın?
Sevinçlerin çoğalması, beni yüceltmen ne ki?
Her şeyin ardında, karanlığın gerisinde
Perdelerin arkasında, ufuk çizgisinin bitiminde
Başkasıyla başka bir yatakta bambaşka şehirlerde olman da umrumda değil
Sadakat başka bir şekilde tanımlanıyor benim için
Aldatılmak senin bildiğin bir boyutta tanımlanmıyor benim için
Söz verdin
Hayallerimizi sen kurdun
Sana önce benim şehrime gel dedim
Her yer yansa, sönse, kurulanlar yeniden yıkılsa
Beraber yaşama planlarını ortaya sen attınsa
Beni sattın
Beni yarı yolda bıraktın
Beni, senin için yaptığım tüm fedakarlıkları bir saniyede
Beni, senin için verdiğim tüm emekleri bir salisede
...
Evrenin en değersiz şehirlerine değiştin İstanbul'u
Galaksinin en işe yaramaz adamlarına değiştin Erhan'ı
Dünyanın hakimi tüm sonu gelmez yalanları değiştin sana gerçekten değer veren tek adama
Senin hayatın
Senin seçimlerin
Seni mutlu edecek adımların
Değer bakanın gördüğünde, emek, sevgi, zaman yerine neyi tercih ettinse
Ne mutlu ol, ne huzurlu, ne güvende artık dileklerim sessizliğin içinde

#901

The Riddle #900

 Not my words
Your feelings are riddles
I'm all words cause i'm good with words
My words connected our souls from million miles away
Letters flying over your heart and you left
I thought that i can rewrite your history
I thought that i can heal my every goddamn wound with one remedy
For so long, your riddle seemed impossible to solve
With every piece of the puzzle, it was incomplete, inside of your heart was hard to see
As poet once said, life is simple we complicate it
Everybody is bullshit cause they believe in their bullshit 

The answer of your famous riddle is in front of me

You're not here with me, it was never me

#900

#900

#900

#900

#900

æ | yalanlarınla git

æ | aldattıklarınla git

#900

æ | sadece git

Go to Shanghai

Pack your lies into your small pink luggage
Don't forget to put your false promises in it
Get your passport and your fake feelings with you
All your made up plans about us living together are next to you
Your empty words echoing
"Either you move to Russia or i come to Turkey"
Do the best thing you do now leave me
Go to Shanghai
Go to Bangkok or Dubai
Follow the money and stop haunting me

***

Use someone else now
Break someone else into million pieces
I didn't ask for your number
I didn't offer meeting you
No
You set up the trap
I underestimated you little fox
You're experienced and well trained
 Under an evil smile your killing beauty was hidden
You sold me out
You sold me out
You sold me out
Go fuck someone else's life now
Go find another idiot with plenty holes in his soul
Go to Shanghai
No need to calm me down
No need to explain
No need to get me out of that chaos
We don't need to survive
Well, you had your perfect excuse now
Go to Shanghai and never come back again

#899

i am all words but i am good with words
you're bullshit like everybody else
i am all words but i don't break my words
you're weak unlike no one else

Git, Gidebildiğin kadar uzağa

Yürürken tanıdık yollarını
Göz ucuyla süzerken gecenin sokaklarını
Sessiz çığlıklarını unutamadığım şehrin acıları
Adımlarımla biter mi?
Uçsuz bucaksız birbirine karışan denizlere varırken
Kısa daracık bir sahilde tıkılı kalmak gibi buralar aslında
Kaçmak, en dar kapısından dışarı
Kurtulmak, en ferah noktasından göğün
Yeni yollar, yeni umutlar, yeni hayal kırıklıkları için
Yeni olan her şeye kucak açarken, anıları, acıları, ölümü ve hayatı geride bırakmak için

#898

Kaçtığım yalnızlığıma sarıldım

Ne olup bittiğini bilmediğim yollar sanki gözlerimin önünde

Yalnızım devrilen arabalarda, karanlık dinlenme tesislerinde

Çokça bir insan kalabalığı etrafımda hiçbiri size denk değil

Yalnızım bir şehrin ucundan başka bir şehrin kalbine varan yollarda

Yıllar zamanın içinde kaybolurken hatalarımla, hastalıklarla, çıkmaz arka sokaklardayım

Yalnızım şuan yeniden, omuzlarıma basan elleri iterek, ayaklarıma bağladığım taşları sökerek

Geçmişte korku dolu bir kabus olan yalnızlığım bilerek seçtiğim kör bir odada bana umut veriyor

Korktukça, sordukça, kanatlarımı kırptıkça birlikte olmanın değeri yok

Yalnız bir hayat, yalnız bir ölüm, kendime göre bir yol, bir hayat, bir son

Her birimiz, her birimizle, her zaman, her an, her yerde, tek başınayız şeritlerini saydığımız yollarda

#897

Nokta

Yolun sonu, yürüyemediğim an mı, dahası, ilerisi yok muydu?
Rüyaların sonu, kabusların başlangıcı belki de
Ne kadar ileriye gitsem, beni arkaya ittin ve...
Düşmemi istedin zalimce, şımarık bir çocukmuşçasına
Düştüm, yerle yeksan, gülerek yanımdan uzaklaştın, beni görmezcesine
Virgülleri bitti aşkımın, sensiz, cam kırıklarına basa basa, ayaklarım kanla ağlarken
Nokta 

#896

Too much

Be a dreamer
Stop believing in the lost ideals of ancient times
Too tired to fight, i have no chance to survive in this life
It's time for me to retreat, i should accept my ultimate defeat and let my life repeat and repeat
Every idea is senseless with a life meaningless, all of my causes are hopeless
I can't hide and i can't face the truth, i can't live with or without you in the verge of craziness
I became an idiot again, chasing love perhaps but in fact i'm just surrendering to your tortures in pain
You had fun more than enough, i fell down so many times, its the sirens of the end that we hear this time

#895

Same as old but new

 I wasn't writing poems, no lines, no ryhmes
That was the best part of our love
Making me happy - Flying in the clouds
Same as old but new
Nothing changes, the beauty in your smile
Nothing ever changes, the warmth in your eyes
Nothing never ever changes, the pleasure you have, in the cruel joy of hurting me
On purpose, with pleasure, let's wound this son of a bitch
No matter how he loved me, no matter what he gave me
No matter how he didn't let anyone say anything bad about me
Huge idiot and a loser
Forget about him, underrate him, insults next, weak, emotional bastard anyways
Leave, go to anyone, let them use you, did they make you happy
Laughing my ass off
With wings you don't see
With my green eyes, piercing every soul, it's my gift
One word more you can say now
Then it's over
Bitti*
You won't even notice
Gitti*

#894

 

Ulaşamadığım yollar

Savaştıkça yenilen
Koptukça düğümlenen
Konuştukça susan
Sadece ben miyim?

Delirdikça akıllanan
Ağladıkça dinen
Sevdikçe kaybolan
Bir tek ben miyim?

Dua ettikçe karanlıkta kaybolan
Umutlandıkça kaybeden
Buldukça yitiren
Tek aşık ben miyim?

#893
 

Aşkın adı İrina idi

Günlerim yıllar kadar yorucu

Her nefesimin ardında saklı binlerce acı

Düşen her yağmur damlası

Sonunda okyanuslarımda birikti, ve birden taştı

Dar kapılarda sonlanan ince uzun yollar var artık

Adımlarımla ilerlediğimi sanırken, düşe kalka, ağlak ve yorgunum

Seni düşünmeden, seni düşlemeden uyuyamıyorum

Sen bile neden seni sevdiğimi bilemezken

Neden seni unutamayacağımı, neden vazgeçemediğimi

Neden aynılar içinde farklı kalacağını

Bir tek ben biliyorum

Her şeyin farkında olan zayıf bedenim

Seni nasıl kucaklayacağından, nasıl kanatlanacağından

Seni nasıl seveceğinden, nasıl saracağından

Bihaber

Her şey giderek karmaşıklaşırken

Her şeyi hiçbir şeye dönüştürürken

Tek bir arzum kaldı, tek bir dilek

Senin adın melek, aşk, umut bazen

İnanmasan da diğerleri gibi, yok benzerin - sonsuzluğun içinde kaybolan gönlümde

Bildiğim her dilde her kelimeyi unuttum, artık her şeyin adı İrina

#892

Evren de, Tanrı de, Kader veya kahpe Felek
Mutluluk imkansız ve Sonsuza kadar mı Karanlık?

🦢